Yıl iki bin sekiz aylardan Kasım
Beş fidanı verdik kara toprağa
Toparlandık eş dost akraba hısım
Beş fidanı verdik kara toprağa
Poyraz esti dolu vurdu yaprağa
İzzet aldı arabayı yürüdü
Gaflet bastı gözün duman bürüdü
Arkasından çocukları sürüdü
Beş fidanı verdik kara toprağa
Böylem olur alınların yazısı
Yüreğe işledi çıkmaz sızısı
Anası babası üç de kuzusu
Beş fidanı verdik kara toprağa
Karaman ın geniş yolu dar geldi
Karşısından kocaman bir tır geldi
Sizlerin ölümü bize zor geldi
Beş fidanı verdik kara toprağa
Gönlümüzde hasret ciğerde ateş
Bir hane tükendi kalmadı yoldaş
Açanı yok çalma kapıyı gardaş
Beş fidanı verdik kara toprağa
Görmedim ömrümde böyle bir kaza
Çekilmez Allah ım nedir bu ceza
Nasıl dayanayım küçücük kıza
Beş fidanı verdik kara toprağa
Avan Ayşe ah çekip de ağlıyor
Şerfe gardaş karaları bağlıyor
Feryatları yürekleri dağlıyor
Beş fidanı verdik kara toprağa
Musallaya tabutları dizildi
Gözlerimden kanlı yaşlar süzüldü
Sıra sıra kabirleri kazıldı
Beş fidanı verdik kara toprağa
Ömrümüz kış oldu görmedik yazı
Boyun eğdik Hakk a ettik niyazı
Valisi müdürü kıldık namazı
Beş fidanı verdik kara toprağa
Adınız da beşler olsun bir olsun
Yattığınız mekan cennet nur olsun
Onguni der felek gözün kör olsun
Beş fidanı verdik kara toprağa
Poyraz esti dolu vurdu yaprağa